Farklı bir nesil, çabuk öğrenen hızlı tüketen yetişmek mümkün mü?
Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Bu geniş bir öğrenci sayısına işaret eder. Ülke nüfusundaki artış da göz önüne alındığında önümüzdeki yıllarda 2000 yılı ve sonrasında doğmuş olan Z kuşağı çocuklarının yavaş yavaş meslek ve yükseköğrenim hayatlarında yerlerini almaya başladığını görüyor ve göreceğiz. Kendilerine has birtakım özellikler barındıran Z kuşağı çocukları veliler için de zor bir sürecin başlangıcına işaret eder. Zira bu çocuklarla diyalog kurmak veliler için ciddi zorluklar barındırır. Öte yandan Türkiye nüfusunun %23’ünü 2000 ve takip eden yıllarda doğmuş çocukların oluşturduğu düşünülürse velilerin bu hususta daha bilinçli olmaları gerektiği açıktır.
Z kuşağı çocuklarının özelliklerini maddeler halinde sıralamak gerekirse şu noktalarına altını çizmek gerekecektir:
Z kuşağı çocukları insanlık tarihi boyunca el, göz, mekanik yeti ve senkronizasyonun en yüksek olduğu kuşak olarak tanımlanmaktadır. Bu çocuklar teknolojik ve mekanik aletleri kullanma konusunda doğuştan gelen bir beceriye sahiptir. Bundandır ki çevremizde 4,5 ve hatta 2,3 yaşlarındaki çocukların teknolojik aletleri rahatlıkla kullandıklarına, bu aletleri kullanmak için çok ama çok kısa bir çalışma süresinin onlar için yeterli olduğuna şahitlik ediyoruz.
Anne ve babalar Z kuşağı çocukları karşısında kimi zaman ebeveyn olarak kendilerini yetersiz hissedebilmektedirler. Bu da Z kuşağı çocuklarının pek çok beceriyle donatılı olmalarından kaynaklanmaktadır. Öyle ki bu çocukların hayal kuşakları son derece geniş, hatta sınırsız. Aynı şekilde pek çok işi aynı anda yapma becerilerine sahiptirler. Bu da veliyi, çocuğa yardımcı olmakta zorlanır bir hale itmektedir. Zira çocuk pek çok şeyi kendi başına halledebilmektedir.
Odaklanma konusunda Z kuşağı çocukları ciddi zorlanmalar yaşayabilmektedirler. Aynı anda pek çok şeyle ilgilenme ve kavrayabilme yeteneğine sahip olan Z kuşağı çocuklarını tek bir noktaya kanalize etmek bir hayli zordur.
Z kuşağı çocuklarının otorite, sıkı disiplin, kural gibi kavramlarla arası çok iyi değildir. Velilerin Z kuşağı çocuklarına geniş bir özgürlük alanı yaratması gerekmektedir. Aksi takdirde, özgürlüğüne düşkün olan bu çocuklarla arada ciddi bir iletişim kopukluğu meydana gelecektir.
Dolayısıyla veliler, sosyal ve eğitim öğretim yaşantısında Z kuşağı çocuklarına geniş bir özgürlük alanı tanımak zorundadır. Çocuğa, kendini ifade edebilme ve kendi kararlarını alabilme noktasında tercih hakkı tanımak gerekir.